Zamanın Oyunları
Bir zamanlar, Zaman Ülkesi’nde yaşayan Zaman Kralı, halkına birçok sadece eğlenceli değil, aynı zamanda düşündürücü bulmacalar sunarak onları zeka yönünden geliştirmek istiyordu. Bu bulmacaların en ünlüsü “Zamanın Oyunları” adıyla biliniyordu. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Zaman Kralı, halkının katılabileceği büyük bir yarışma düzenledi. Yarışmanın daima en önemli kısmı, Kral’ın kendi tasarladığı özel bir bulmacaydı.
Yarışmaya katılanlar, Zaman Kralı’nın özel bahçesine toplandı. Bahçenin ortasında büyük bir kum saati bulunuyordu. Kral, kalabalığı selamladıktan sonra yüksek sesle konuşmaya başladı: “Sevgili dostlarım, bugün sizlere sormak istediğim bir soru var. Bu soruya doğru yanıt verene büyük bir ödül vereceğim!”
Bunun üzerine kalabalık heyecanla Kral’ı dinlemeye koyuldu. Kral, yanındaki büyük parşömeni açarak, bulmacayı açıklamaya başladı: “Bir zamanlar, zaman yolculuğu yapabilen dört arkadaş varmış: Ali, Veli, Cem ve Zeynep. Bu dört arkadaş, hangi zaman diliminde kaç gün geçirdiklerini kaydetmeye karar verdiler. Ancak, kaydedilen günler arasında bir hata vardı. İşte arkadaşların gün sayıları:
- Ali: 15 gün
- Veli: 10 gün
- Cem: 5 gün
- Zeynep: 20 gün
Fakat Zaman Kralı’nın kuralına göre, bu dört arkadaşın yaşı toplamda 60 bin gün olmalı! Şimdi düşünün: Eğer 4 arkadaş zaman yolculuğu yapmadan, her biri kendine verilen gün sayısı kadar zaman diliminde kalmışsa, bu toplam yaş nasıl 60 bin gün olabilir? Sorunun çözümü, sadece günlük sayıların doğru bir şekilde toplanmasındadır.”
Halk, kafa kafaya verip düşünmeye başladı. İlk başta hepsi birbirlerinin günlerini toplamakla meşguldüler. Ama sonra Kral’ın zorlayıcı gözleri üzerlerine geldiğinde, herkes, bu bulmacanın altında bir şeyler yattığını anlamaya başladı, ama asıl sır neydi?
Zaman Kralı, incelikle sordu: “Hadi bakalım, bu hesaplamanın arkasındaki gizemi çözün ve cebinize büyük ödülü koyun!”
Arkadaşlarının toplam yaşının nasıl 60 bin gün olabileceğini çözmek için, başta görülen günleri bir araya getirip getirmenin yeterli olmadığını anlamak gerekiyordu. Burada bir ‘imalat’ veya ‘çarpımsal bir etki’ vardı.
İpucu:
Günü sadece toplamak yeterli değil; arkadaşların gün sayıları birbirine nasıl etki etti? Zamanın kaydı, belki de sadece bir aritmetiksel işlem değil, mantıksal bir düşünme yeteneği gerektiriyor!