Bir zamanlar, Uzak Doğu’nun mistik ormanlarının derinliklerinde yaşayan bir gezgin vardı. Adı Arif’ti ve kendi hikayesini yazmak için yola çıkmıştı. Bir gün, ruhani bir rehber olan yaşlı bir bilge ile karşılaştı. Bilge, Arif’e bir bilmece sordu.

“Eğer bu soruyu doğru yanıtlayabilirsen, sana ormanın kalbindeki sırrı açacağım,” dedi bilge.

Bilmecenin sorusu şuydu: “Bir odada, bir fare, üç parça peynir ve iki adet kedi var. Peynirlerin her birinin kedi tarafından yenme olasılığı eşit. Ancak fare, kalan peynirlerden birini çalmaya çalışıyor. Farenin tamamen güvenli bir şekilde bir parça peyniri çalma olasılığı nedir?”

Arif, soruyu düşündü. Çevresindeki ormanın sessizliğinde, dikkatini toplamak için derin bir nefes aldı. Sonunda, bilgenin gözlerinin içine bakarak cevap vermeye karar verdi.

“Bilge efendi,” dedi, “fare, kedi tarafından yakalanmadan bir parça peynir çalmak istiyorsa, 3 peyniri 2 kedi ile düşündüğümüzde, her bir peynirin kediler arasında eşit olarak bölündüğünü varsaymalıyız. Yani, fare bir parçayı almayı denerken, ortalama olarak peynirlerin her birinin çalınma ihtimalinin 1/3 ve kedi yaklaşmadığında da 1/2 var. Bu durumda, fare için tam güvenli bir ihtimal yok; çünkü kediler her an peynirin peşinde!”

Bilge gülümsedi. “Cevabın doğru değil, ama mantığın güzel. Bununla birlikte, sayılarla oynamak ve ihtimalleri düşünmek bu evrende daima önemli. Ormandaki sırrı öğrenmek için biraz daha düşünmelisin, arif!” dedi.

Arif, bilgenin söylediğini düşündü. O sırada bilgenin yanında durarak, ormanın gizemini çözmek için hem aklını hem de sezgilerini kullanması gerektiğini anladı. Bu durumda, yaptığı doğru çıkarımları derinlemesine düşünmeli ve doğru yanıtı bulmak için zihnini zenginleştirmeliydi. Şimdi sır, sadece cevabı bulmaktı…

Sen de düşün bakalım: Farenin güvenli bir şekilde bir parça peyniri çalma olasılığı ne kadardır?

Tavsiye Sorular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir