Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan zeki bir genç vardı. Adı Ali’ydi ve en büyük hayali, köyün dışında bulunan ve kimsenin cesaret edemediği bir dağın zirvesine ulaşmaktı. Efsaneye göre, bu dağın zirvesinde bir bilge yaşardı ve ona ulaşanlara akıl dolu sırlar sunardı.

Bir sabah, Ali kararlı bir şekilde dağın zirvesine tırmanmaya karar verdi. Yanına sadece bir sırt çantası, su şişesi ve biraz yiyecek aldı. Tırmanışı sırasında birçok zorlukla karşılaşsa da, her seferinde zeka ve cesareti sayesinde bunları aşmayı başardı.

Sonunda, zirveye ulaştığında karşısında yaşlı bir adam belirdi. Bilge, Ali’nin tırmanışını izlediğini ve ona bir zeka sorusu sormaya hazır olduğunu söyledi. “Eğer bu soruyu doğru cevaplarsan, sana aklımda olan kıymetli bilgileri vereceğim,” dedi bilge. “İşte sorum:”

“Bir odada üç lamba var ve hepsi dışarıdaki bir iğneyle kontrol ediliyor. Dışarıda da üç anahtar var, fakat hangi anahtarın hangi lambayı açtığını bilmiyorsun. İçeri girmek için sadece bir kez dışarı çıkıp anahtarları deneme şansın var. Odanın kapısının ardında hangi anahtarın hangi lambayı açtığını bulmak için nasıl bir yol izlersin?”

Ali, bu soruyu duyduğunda bir süre düşündü. Bilge, sabırsızca onun cevabını bekliyordu. Ali, zeka ve mantığını kullanarak bir çözüm buldu. Şimdi sıranın ona geldiğini düşünüyordu…

Ali’nin aklına gelen yanıt, sadece bilgenin vereceği bilgilerin değil, aynı zamanda onun zeka yeteneğinin de bir kanıtı olacaktı. Peki, Ali bu soruya nasıl bir yanıt verecekti?

Tavsiye Sorular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir