Gizemli Sandığın Sırrı

Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan bilge bir adam vardı. Bu adam, köydeki gençlerin zeka seviyelerini artırmak ve düşünme yeteneklerini geliştirmek için her ay bir zeka sorusu sorardı. Herkes bu soruyla ilgilenir, cevap bulmaya çalışır ve en iyi zamanda bilgeyle buluşarak cevabı tartışırdı.

Bir gün, bilge adam köy halkına farklı bir soru sormaya karar verdi. Etrafında toplanan kalabalığa dönerek, heyecanla şöyle söyledi: “Bugün sizlere bir bilmece sormak istiyorum. Cevabını bulan, eski sandığımın anahtarını alacak!” Kalabalık bir anda merakla doldu. Bilge, gözlerini kısarak devam etti:

“Bir zamanlar, bir krallıkta üç arkadaş yaşarmış. Biri zeki, diğeri hızlı, sonuncusu ise güçlüymüş. Bir gün bu üç arkadaş, krallığın en yüksek tepesinde bulunan tesiste hazineleri koruyan dev bir sandığa ulaşmak istemişler. Sandığın üzerine bir bilmece yazılmış: ‘Beni alırsan kaybetmeden geçebilirsin, ama beni bırakırsan geri dönüş yolun kaybedilecektir. Ben neyim?’

Bu arkadaşlar, bilmeceyi çözmek için zihinlerini açmalı ve birlikte düşünmeliydiler. Zeki olanı, ‘Ne de olsa biz bir arada çalışıyoruz. Belki de yanımızda taşıdığımız bazı şeylerden birini bırakmalıyız?’ diyerek düşündü. Hızlı olan, ‘Belki de koşmamızı engelleyen bir şeyi bırakmalıyız!’ dedi. Güçlü olan ise, ‘Hayır, bu sandığı açmak için ihtiyacımız olan şey, muhtemelen bir şey değil, bir durumdur’ diye ekledi.

Sonunda, bilge adam güldü ve ‘Cevabınızı benimle paylaşın ve neyi temsil ettiğimi anlayın. Unutmayın, bazen kaybetmediğinizi düşündüğünüz şeyler, en çok önem verdiğiniz şeylerdir’ dedi.

Hikaye burada biterken, bilge adam, salondan adeta bıçak gibi kesilen bir sessizlikle tamamen içine kapanmıştı. Gençler birbirlerine baktılar ve düşündüler. Acaba bu bilmecenin cevabı neydi?”

İpucu: Sandıkla ilgili ve birlikte çalışmakla bağlantılı bir şeyi düşünün; cevabı bir nesne değil, bir durumu ifade eden bir kavramdır.

Tavsiye Sorular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir