Bir zamanlar, Koşar Kasabası adı verilen küçük ama oldukça hareketli bir yerleşim yerinde yaşayan insanlar arasında ilginç bir hikaye dolaşıyordu. Bu kasabanın ortasında, üzerinde gizemli semboller olan eski bir saat kulesi bulunuyordu. Saat kulesi, kasabanın simgesi olduğu kadar içinde sakladığı bir sır yüzünden de yıllardır halkın merakını cezbediyordu. Ne var ki, kimse şimdiye kadar bu sırrı çözememişti.

Bir gün, kasabaya genç bir gezgin olan Leyla geldi. Leyla, bulmacalar çözmeyi ve sırları açığa çıkarmayı seven oldukça zeki biriydi. Saat kulesine vardığında, üzerinde şu yazı bulunan eski bir parşömen buldu:

“Zamanı takip ederek sırrı aç,
Gerçek saat dokuzu bulman şart.
Ancak unutma, bu kulede zaman sahte,
Gözlerin değil, aklın sana rehberlik etse gerek.”

Leyla, bu mesajı okur okumaz anlamaya çalıştı. Kuledeki saat, sürekli dönen ve yanlış zamanı gösteren bir mekanizmaya sahipti. Her saat başı çan çalıyor, ancak çanların ritmi de garip bir şekilde rastgele oluyordu. Mesaj, gerçek saatin *dokuz* olduğunu söylüyordu, ama kulede her şey yanıltıcı görünüyordu.

Leyla, kuleyi dikkatlice inceledi ve kısa bir süre içinde bir meydan okumayla karşılaştı. Saat mekanizmasının yanında, her biri farklı bir şekli temsil eden beş düğme vardı: bir daire, bir üçgen, bir kare, bir altıgen ve bir beşgen. Bu düğmelerin üstünde ise şöyle bir yazı vardı:

“Gerçek saat dokuzu gösterdiğinde doğru düğmeye bas,
Ama unutma; her şekil, saat diliminin bir kısmını tasvir eder ancak…”

Leyla, mesajların bir ipucu içerdiğini anladı, ama çözmesi gereken kritik bir bulmaca vardı:

“Saat kulesinin mekanizmasında gerçek zaman nasıl bulunabilir ve doğru düğme hangisidir?”

Sen Leyla’nın yerinde olsaydın, bu bulmacayı nasıl çözerdin? 👀

(Cevabı bulmadan önce ipuçlarını dikkatlice düşün!)

Tavsiye Sorular

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir