Gölgelerin Gizemi
Bir zamanlar, küçük ve sakin bir kasabanın yakınlarında büyük bir ormanda, masal gibi bir şato vardı. Bu şato, yıllar önce terk edilmiş ve çevre halkı tarafından gölgelerin sarayı olarak anılmaya başlamıştı. Efsanelere göre, şatonun içinde sonsuz bir kütüphane, gizemli odalar ve çözülmesi gereken bir sır vardı. Ancak kimse, bugüne kadar bu sırrı çözmeyi başaramamıştı.
Bir gün, macera tutkunu genç bir kız olan Lila, şatonun gizemini çözmeye karar verdi. Yaşadığı kasabadan bir harita, bir fener ve biraz yiyecek alarak yola koyuldu. Güneş batarken şatonun önüne ulaştı. Taş duvarların üzerinde sarmaşıklar dolanıyor, pencereler ise karanlık bir boşluğa açılıyordu. Lila, fenerini yakarak büyük demir kapıyı itti ve içeri adım attı.
Şatonun içinde her şey sessizdi, ancak bir o kadar da etkileyiciydi. Tavanlar yüksek, duvarlar ise eskilikten çatlamıştı. Koridorlarda gezindikçe bir kütüphaneye ulaştı. Duvardan duvara raflarla dolu bu kütüphanede, eski kitapların tozlu kokusu havayı dolduruyordu. Tam bir kitabı raftan çekerken, farkında olmadan gizlenmiş bir tuşa bastı. Aniden, duvarlardan biri yavaşça hareket etti ve gizli bir geçit ortaya çıktı.
Merakla geçitten ilerleyen Lila, sonunda geniş bir odaya ulaştı. Tam ortada, üzerinde karmaşık semboller ve yazılar olan yuvarlak bir masa duruyordu. Dikkatlice masaya baktığında, ortasında oyulmuş bir daire olduğunu ve bu dairenin içine sığabilecek altı farklı taş olduğunu fark etti. Çevredeki küçük kürsülerde ise bu taşların her biri ayrı ayrı duruyor ve her biri farklı bir geometrik şekle sahipti: kare, üçgen, altıgen, daire, beşgen ve yıldız.
Masaya kazınmış bir ipucu vardı: **”Doğru sıralama, gizemi çözen anahtardır. Şekiller gölgelerde birleşir.”**
Lila, taşların tek tek masanın merkezindeki oyuklara yerleştirilmesi gerektiğini anlamıştı. Ancak hangi taşın hangi sırada yerleştirilmesi gerektiğini bilmiyordu. Odadaki mumları tek tek yakmaya başladı ve ışığın mobilyalara düşürdüğü gölgelere dikkatle bakmaya koyuldu. Gölgelere odaklandığında bir şey fark etti: her taşın gölgesi, bir diğerinin bir özelliğini tamamlıyordu.
Soruyu çözmek için zaman daralıyordu, çünkü şato bin yıllık bir büyüyle karanlığa gömülmek üzereydi.
Zeka sorusu şu: **Taşlara ait şekillerin sıralanmasını nasıl belirleyeceksiniz? İpucunu nasıl yorumlamalısınız ve doğru sıralama nedir?**
Gizemli sıralama için düşünün!