Zaman Yolcusu ve Gizemli Sandık
Bir zamanlar, uzak bir gelecekte, Zaman Yolcusu isimli bir adam vardı. Bu adam, geçmişe ve geleceğe yolculuk yapabilen nadir kişiliklerden biriydi. Bir gün, Zaman Yolcusu, tarihi incelemek için M.Ö. 500 yılına gitmeye karar verdi. Bu dönemde, büyük bir medeniyetin hükümdarı olan bir kral vardı ve bu kralın gizli bir sandığı olduğu söyleniyordu.
Kralın sandığının içeriğinin ne olduğu hakkında pek çok söylenti dolaşıyordu. Bazıları onun dünyanın en değerli hazine olduğunu, bazıları ise dünyanın en tehlikeli silahını sakladığını iddia ediyordu. Merakına yenik düşen Zaman Yolcusu, sandığı bulmak için yola koyuldu. Uzun bir yolculuğun ardından, sonunda kralın sarayına ulaştı.
Kral, Zaman Yolcusunu tanıdı ve ona bir teklif sundu: Eğer Zaman Yolcusu, sandığı açmak için gereken üç soruyu doğru cevaplayabilirse, sandığı alabilecekti. Ancak kral, soruları yanıtlamakta kesinlikle şakası olmadığını ve yanıtların mantıklı olması gerektiğini bildirdi.
İlk soru, Zaman Yolcusuna, “Zaman neyin özüdür?” şeklinde soruldu. Zaman Yolcusu, bu sorunun soyut bir kavram olduğunu ve cevabının herkes tarafından farklı algılanabileceğini düşündü.
İkinci soru ise biraz daha karmaşıktı: “Kara bir kutunun içinde ne olduğu, dışarıdan bakıldığında görünmüyorsa, bu kutunun içindeki objeyi nasıl tanımlarsın?” Zaman Yolcusu, burada kesin bir bilgi olmadan bir şey tanımlamanın zorluğunu fark etti.
Sonuncu ve en zorlayıcı soru geldiğinde Zaman Yolcusunun aklında binbir düşünce vardı: “Bir insan,, kendine ait gerçeklikte, dünya için yaşadığı veya yaşadığı her şeyin kaynağı nedir?” Zaman Yolcusu, bu sorunun derin anlamını düşünürken oldukça zorlandı.
Zaman Yolcusu, verilen bu soruların yanıtlarını bulmak için yoğun bir çaba sarf etti. Ama burada bir ipucu vardı. Kral, sadece gerçeklik algısını göz önünde bulundurursan doğru cevabı bulabileceğini söyledi.
Zorluk Seviyesi: Zor